Ukrayna- Rusya Savaşı’na İlişkin Gelişmeler
81 Düzce Haber köşe yazarı Ercan Gök'ün "Ukrayna- Rusya Savaşı’na İlişkin Gelişmeler" başlıklı ilk köşe yazısı yayında.

Ercan Gök
-Yaklaşık 3 yıl önce başlayan ve ekonomik olarak dünyayı olumsuz etkileyen Ukrayna-Rusya Savaşı’nın son dönemde tırmanışa geçtiği görülmektedir. Ukrayna’nın askeri hamlelerine karşı adım olarak Rusya’nın kıtalararası balistik füze (ICBM) fırlatması savaşın ne derece ciddiyet kazandığının önemli göstergelerinden biridir. Rusya’nın Balistik füze kullanma gereksinimi duymasında önemli gerekçe Ukrayna’nın Batı’dan aldığı uzun menzilli silahlara sahip olması ve Rus topraklarının hedef haline gelmesidir. Nitekim ABD ve İngiltere menşeli füzeler ile Rus topraklarına yapılan saldırılar Rusya’da ciddi endişeler yaratmıştır. Ukrayna açısından ABD ve Avrupa devletlerinin desteği önem arz etmektedir. Çünkü bir savaş sürecinde ihtiyaç duyulan en önemli şey mühimmat konusundaki lojistik destektir. Bir savaş sürecinde ne kadar kendi silahlarınızı ve mühimmatınızı üretseniz de her ülkenin kapasitesi bu ihtiyacı karşılamada yetersiz kalabilmektedir. İşte bu noktada gerek Ukrayna gerekse de Rusya savaş mühimmatları konusunda önemli derece sorunlar ile karşı karşıyadır. Bundan dolayı Ukrayna’nın ABD ve Avrupa’dan aldığı mühimmat desteğine karşılık olarak Rusya’nın balistik füze ile karşılık vermesi savaşın seyrinin ne olacağı konusunda uluslararası kamuoyunda merak uyandırmaktadır. Bu savaşın gözden kaçırılmaması gereken noktası insani boyuttur. Bu savaş neticesinde Ukrayna ağır kayıplar vermiş ve sivil halk yerlerinden olarak büyük acılara maruz kalmıştır. Peki, Başkan Trump Ukrayna-Rusya Savaşını sonlandırarak taraflar arasında nihai barışı sağlayabilecek mi? Trump’ın söylemlerine bakıldığında Ukrayna-Rusya savaşının sona ermesi noktasında kendisine güvendiği görülmektedir. Nitekim taraflara barış çağrısının yapılarak diplomatik girişimlerin artırılması yoluyla kalıcı bir çözüm için müzakerelerin başlatılması elzem görünmektedir. Trump’ın dış politika anlayışına bakıldığında geçmiş dönemlerde etkin bir şekilde kullanılan ekonomik baskı ve liderlik diplomasisi göze çarpmaktadır. Trump Ukrayna-Rusya Savaşı özelinde tarafları doğrudan müzakerelerde bulunmaya teşvik etmekte ancak Trump’ın gerek NATO’ya yönelik eleştirileri gerekse de Avrupa Devletlerine yönelik mesafeli tutumu ABD’nin Ukrayna’ya desteğinin ne derece olacağı konusunda belirsizlikleri de beraberinde getirmektedir. Bu yüzden alternatif diplomatik çözüm yolları bakımından Türkiye, Çin ve Körfez ülkeleri gibi devletlerin sorunun çözümünde arabuluculuk rolünün artırılması gerekmektedir. Arabuluculuk noktasında Rusya’nın güvenlik kaygılarının giderilmesi ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün sağlanmasında dengenin gözetilmesi gerekmektedir. Ancak bu dönemde Ukrayna’nın işgale uğrayan doğu bölgelerini Rusya’ya vermek istememesi ve Rusya’nın ise sıcak denizlere açılan güzergâh olan işgal bölgelerinde egemenliklerinden vazgeçmemesi taraflar arasında kalıcı barışın tesisinin önünde önemli bir engel oluşturmaktadır. Gerçek şu ki ne Ukrayna’nın ne de Rusya’nın uzun vadede bu savaşı devam ettirmesi tarafların lehine bir durum yaratmamaktadır. İşte bu noktada Putin ve Zelensky gizliden gizliye savaşın sonlandırılmasını arzu etmekte ancak prestijlerin zarar görmemesi için bu arzularını açık bir şekilde dile getirememektedirler.