Akçakoca’ya Bilimle Dokunmak: Geleceği Kucaklayan Bir Sempozyum
81 Düzce Haber Köşe Yazarı Doç. Dr. Fatih Özçelik "Akçakoca’ya Bilimle Dokunmak: Geleceği Kucaklayan Bir Sempozyum" başlıklı yeni yazısını yayımladı.

Doç.Dr. Fatih Özçelik
-Geçtiğimiz hafta 18–19 Nisan 2025 tarihlerinde Düzce Üniversitesi Akçakoca Kampüsü’nde düzenlenen “Akçakoca Sempozyumu: Akçakoca Geleceğini Planlıyor” başlıklı bilimsel toplantı, yalnızca bir akademik etkinlik olmanın ötesine geçti. İki gün boyunca süren sempozyum, Akçakoca’nın tarihî ve kültürel mirasıyla yüzleşmesini, bugünkü potansiyellerini değerlendirmesini ve geleceğe yönelik kolektif bir vizyon ortaya koymasını sağladı. Devlet erkânından yerel yöneticilere, akademisyenlerden yerel paydaşlara kadar pek çok kişinin katkısıyla gerçekleştirilen bu etkinlik, Akçakoca’nın geleceğine yönelik kararlı bir adım niteliğindeydi.
Sempozyumun açılış günü, Düzce Valisi Sayın Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Sayın Dr. Faruk Özlü, Düzce Milletvekili Sayın Ercan Öztürk, Düzce Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Nedim Sözbir, Akçakoca Kaymakamı Sayın Deniz Pişkin ve Akçakoca Belediye Başkanı Sayın Fikret Albayrak’ın katılımlarıyla daha da anlam kazandı.
Bu anlamlı sempozyumun mimarlarından biri kuşkusuz Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı olan Düzce Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Öznur Bozkurt’tu. Yalnızca bilimsel içeriğin şekillendirilmesinde değil, sempozyumun organizasyonel başarısında da büyük bir özveriyle görev aldı. Titizlikle oluşturulan oturum yapıları, konu başlıklarının çok yönlülüğü ve her ayrıntısı düşünülmüş akademik-akademi dışı etkileşim alanları, onun liderliğinde yürütülen güçlü bir ekip çalışmasının ürünüydü. Prof. Dr. Bozkurt’un vizyonu ve koordinasyon yeteneği sayesinde, Akçakoca Sempozyumu yalnızca yerel değil, ulusal düzeyde de yankı uyandıran örnek bir etkinlik hâline geldi. Şüphesiz sürecin de kusursuz yürütülmesinde Prof. Dr. Bozkurt’un emeği ve liderliği belirleyici oldu.
Sempozyum boyunca farklı oturumlarda; kent kimliği ve markalaşma, yönetişim, sürdürülebilir kalkınma, kültürel miras ve gastronomi gibi başlıklar çerçevesinde yapılan sunumlar, Akçakoca’nın sahip olduğu çok boyutlu potansiyeli ortaya koydu. Eko köy projesinden açık hava sinemasına, gençlik alanlarından e-belediyeciliğe kadar uzanan fikirler, yalnızca akademik bir çerçeveyle sınırlı kalmadı; doğrudan uygulanabilir modeller olarak da dikkat çekti. Bu yaratıcı öneriler, Akçakoca'nın geleceğini bilimsel verilerle inşa etmeye yönelik iradenin somut tezahürleriydi.
Kültür, edebiyat ve gastronomi temalı oturumlarda ise Akçakoca’nın yaşayan mirası gözler önüne serildi. Melengüçceği tatlısından balıkçılık kültürüne, yerel halk anlatılarından edebiyat metinlerine kadar geniş bir yelpazede sunulan bildiriler, kentin kültürel dokusuna ışık tuttu. Bu oturumlar, Akçakoca’nın yalnızca bir turizm destinasyonu değil, aynı zamanda kültürel bir hafıza mekânı olduğunu da hatırlattı.
Biz de bu anlamlı sempozyuma “20. Yüzyıl Başlarında Akçakoca’da Ticari Çekişmeler ve Adli Süreçler: Mehmed Arif Belgeleri Üzerinden Bir İnceleme” başlıklı bildirimizle katkıda bulunduk. Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde bölgenin önde gelen tüccarlarından olan Mehmet Arif Bey’in hayatını, ticari girişimlerini ve karşılaştığı adli süreçleri arşiv belgeleri çerçevesinde değerlendirdik. Mehmet Arif Bey’in 1903 yılında yaptırdığı ve bugün hâlâ ayakta olan konağın, sadece mimari değil, toplumsal bir hafıza ögesi olarak da değerlendirilmesi gerektiğini vurguladık.
Tarih oturumları ise arşiv belgeleri eşliğinde kentin çok katmanlı kimliğini gözler önüne serdi. Ayanlar, eşkıya hareketleri, Osmanlı bürokrasisi, Halkevi binaları ve rüştiye mektepleri gibi başlıklar, tarihsel süreklilik içinde Akçakoca’nın yönetsel ve toplumsal dönüşümünü anlamamıza imkân sağladı. Bu bildiriler sayesinde, geçmişin yalnızca bir hatıra değil, geleceğe yön veren bir kaynak olduğu bir kez daha görüldü.
Sempozyumun son günü düzenlenen tarihî ve turistik gezi ise katılımcıların akademik metinlerle sahada gözlemledikleri mekânlar arasında doğrudan bir bağ kurmasına imkân tanıdı. Bu yönüyle sempozyum, akademinin sahayla buluştuğu, yerel kimliğin bilimsel zeminde yeniden inşa edildiği bir örnek organizasyon hâline geldi.
Kuşkusuz ki bu tür çalışmalar, yalnızca akademik çevrelerin değil, yerel yönetimlerin, kamu kurumlarının ve halkın ortak sahiplenmesiyle değer kazanıyor. Akçakoca Sempozyumu, bu anlamda yalnızca sorunları teşhis eden değil, çözüm üretme kapasitesi de geliştiren katılımcı bir modeli başarıyla hayata geçirdi. Geçmişten gelen birikimi geleceğe taşıma iradesiyle düzenlenen bu etkinlik, Akçakoca'nın yalnızca bugünü için değil, yarını için de umut verici bir başlangıç oldu.
Şehirler yalnızca taşla, toprakla değil; bilgiyle, emekle ve gönülle inşa edilir. Bu sempozyumun başarısında emeği geçen tüm bilim insanlarına, kamu yöneticilerine, organizasyon ekibine ve en önemlisi de bu süreci sahiplenen Akçakoca halkına içten bir teşekkür borcumuz var.