02 Şubat 2023 - Perşembe

DÜZCE’DE ELEKTRİK VE AYDINPINAR HİDROELEKTRİK SANTRALİ

DÜZCE’DE ELEKTRİK VE AYDINPINAR HİDROELEKTRİK SANTRALİ

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 10 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Değerli okurlar bu haftaki yazımızda Düzce’de elektrik ile aydınlanma konusuna
ayırdık. Osmanlı Devleti döneminde Düzce’de aydınlatma aracı olarak uzun bir süre kandil ve çıra
kullanılmıştır. Kandil duvara tutturulmuş tahta zemin üzerinde daha çok topraktan yapılmış ve içine
yanıcı sıvı konan bir kaptan ibaretti. Bu yanıcı madde de genelde beziryağı idi. 19. yüzyılın ikinci
yarısında Düzce'de aydınlatmada bir devrim niteliği taşıyan gaz yağı kullanılmaya başlanmıştır. Bir
petrol türevi olan gaz yağı teneke ve bidonlar ile Düzce'ye nakledilir ve gazhane denen binalarda
koruma altına alınırdı. Belediyenin rayicine göre de teneke veya bidonlar içinde Düzcelilere satılırdı.
Her evde lambalarda kullanılmak üzere gaz şişesi bulunurdu. Akşam olmadan evdeki hanımlar gaz
lambalarını bu sıvı ile doldurur ve aydınlatmaya hazır hale getirirlerdi. Gaz lambaları üç bölümden
oluşurdu. Gazın konulduğu hazne, fitilin bulunduğu kısım ve üzerine geçirilen cam lamba idi. Düzce'ye
daha sonra İstanbul işi fenerler getirilmiştir. Gaz lambaları dışarıda biraz zor kullanılırdı. Hayvancılıkla
uğraşanlar yanıcı maddelerin çokça bulunduğu ahırlarda gaz lambasını sağlıklı bir şekilde
kullanamazlardı. Birçok kez bu nedenle Düzce kazasında ahır yangınları çıkmıştır. İstanbul işi fenerin
iyi korunaklı olması nedeni ile daha kullanışlıydı. Zengin evlerinde her türlü lamba kullanıldığı gibi
daha çok halkın lüküs dediği lüksler kullanılmaktaydı. Bunun yaydığı ışık daha beyaz kuvvetli olduğu
için, o zamanki insanların inancına göre bundan sonra böylesine aydınlatma ışığı olamazdı.
Cumhuriyetin ilanından sonra Düzce, belediyenin atılımları sayesinde genel bir aydınlatma
teknolojisine sahip olmuştur. Bu Grekçede kehribar anlamına gelen elektron'dan türetilen elektrikti.
Antik Yunan'da Miletli Thales M.Ö. yaklaşık 600 yılında kehribarın bir kürk parçasına sürtünmesi ile
saman çöpü, kuş tüyü gibi hafif cisimleri çektiğini gözlemlemiştir. William Gilbert ve Benjamin
Franklin ile elektrik araştırmaları gelişmiştir. Zenobe Theophile Gramme elektrik enerjisinin hatlarla
iletebileceğini ortaya koymuştur. Thomas Edison da akkor lambayı icat etti. 1881'de Newyork'da bir
elektrik dağıtım ağı kurulmuştur. Bu sistem Dünya'da ve Türkiye'de aşamalı olarak yayılmaya
başlamıştır. Düzce ve köylerinde bazen “Elentürük” diye de söylenen elektrik alt yapısı bakımından
pahalı olan ama faydaları açısından son derece önemli olan bir buluştur.
1926 yılında Düzce Belediyesi'nin girişimleri ile Elektrik Tenevvür Fabrikasının temelleri atıldı. 1927
yılında da fabrika bitirildi ve hizmete sokuldu. İçinde 25 beygir kuvvetindeki motorin ile çalışan bir
dizel motor bulunmaktaydı. Düzce de ilk kez ana caddelerde ve bazı evlerde elektrik ile aydınlatma
sağlanabildi. Abonelerin ve kullanım alanlarının artmasıyla elektrik motorunun sağladığı enerji
ihtiyaca cevap vermemeye başladı. Bunun üzerine Düzce belediyesi çeşitli arayışlar içerisine girdi.
Dizel motorla elektrik üretmek pahalıya geldiği gibi beygir gücü yüksek yeni bir dizel motor almak da
belediye bütçesi açısından kolay değildi. Dizel motorla elektrik üretmenin sıkıntılarını göz önüne alan
Düzce belediyesi alternatif elektrik üretimi için teknik heyetlerini devreye soktu.
O yıllarda Türkiye'nin birçok yerinde suyla elektrik enerjisi üretmek amacıyla hidroelektrik santrali
çalışmaları başlatılmıştı. 13 Haziran 1938 yılında Düzce'de bir hidroelektrik santrali kurmak için bir
mühendis getirtilmiş ve en uygun yerin seçimi konusunda keşif çalışmaları başlatılmıştı. Santral için
en elverişli su kaynağı olarak Kardüz dağının eteklerindeki Efteni gölünün doğusuna düşen ve Uğur
suyuna yakın Şakuç Hacı İbrahim Köyü civarında Düzce şehir merkezine 10 kilometre mesafedeki
Şakuç deresi tespit edildi. Projeler hazırlandı ve çalışmalar hızlı bir şekilde başlatılarak küçük bir baraj
meydana getirildi. II. Dünya savaşının başında gerekli makineler, tirübünler ve ekipmanlar

Almanya'ya sipariş edildi. 1942 yılında Bohemia ve Moravia uyruklu monitör Karl Stesla ve Jan
Mittelbach'ın Düzce belediyesi elektrik santralinde çalıştırılması talep edildi.
2 Mayıs 1943'te çalışmalar bitti ve hidroelektrik santralinin açılışı yapıldı. Şakuç suyu Kardüz
dağlarının Balıklı yaylasından çıkmaktadır. Şakuç köyünün civarında iki dar kayanın arasından akan su
burada betondan bir barajla tutulmuştur. Barajın suyu 58 metresi betondan 240 metresi taştan ve
çimento sıvalı, üzeri örtülü olan 298 metre kanalla su köşküne getirilmiştir. Buradan da su, 46,5 metre
uzunluğunda, 60,50 santimetre kuturundaki bir boruyla santral içindeki türbine akıtılmaktaydı. Düzce
için büyük önem taşıyan hidroelektrik santraline daha sonra "Aydınpınar" adı verildi. Santral 105
beygir kuvvetindeydi ve 220 voltluk düzeye sahipti. Düzce de ilk defa belediye aracılığıyla geniş
kapsamlı hat çekimi ve direk dikilmesi sağlandı. 2 Mayıs 1943 itibariyle 400 direk dikilmiş ve 300
kadar da abone yapılmıştır. Hidroelektrik santralinin keşif bedeli 65.000 lira iken II. Dünya savaşının
başlaması ile malzeme, işçilik ve nakliye fiyatlarının artmasından ötürü santral 96.000 liraya mal
olmuştur.
1946 yılında Düzce Belediyesi, şehrin elektrik ihtiyacının büyük kısmını 1938'de temeli atılan ve
1943'te faaliyete geçen Aydınpınar hidroelektrik santralinden temin etmekteydi. Belediye 1946
yılında hidroelektrik santralinden sağlanan elektrikten 36.375 lira gelir elde etti. Bu gelirin 23.581
lirası masraflara gitti ve Belediye'ye kar olarak 12.794 lira kaldı. 1947'de ise gelir 34.391 lira iken gider
28.626 lira oldu. Elektrik kullanımına olan talebin artmasıyla 1948 yılında abone sayısı 570'e ulaştı ve
elektriğin kilovat saat tarifesi de 40 kuruş oldu. Şehir içi aydınlatması için 200 adet lamba kullanılarak
yılda 7.183 kilovat harcandı. Aydınpınar hidroelektrik santralinden faaliyete geçtiği 1943 yılından
1948 yılına kadar toplam 87.673 kilovat elektrik enerjisi elde edildi.
Düzce şehir merkezi günden güne gelişmekte olduğundan Aydınpınar hidroelektrik santralinden
sağlanan elektrik yetmemeye başlamıştır. 1949 yılı itibariyle santralden elde edilen elektrik enerjisi
günlük 56 kilovattan ibaretti. Ancak Düzce'nin ihtiyacı ise günlük 75 ile 80 kilovat arasında
değişmekteydi. Bu nedenle elektriği takviye için dizel motoru her akşam saat 23.15 - 23.30 arası
bazen de saat 00.30'a kadar çalıştırılmaktaydı. Artan elektrik enerjisi ihtiyacını karşılamak için Düzce
belediyesi, Aydınpınar Hidroelektrik santraline bir türbin daha eklemek amacıyla çalışmalara başladı.
Belediye elektrik işleri de teknik icaplar konusunda incelemelere başladı. Bu kapsamda Ankara'dan
gelen bir elektrik mühendisi ve makine bilgisine vakıf bulunan Tevfik Bey Aydınpınar santralinde ve
diğer tesislerde incelemelerde bulundular. 1951 yılında şehir merkezinde artan elektrik ihtiyacını
dikkate alan Düzce Belediyesi, Adnan Halet Taşpınar firmasından TL 6 Mirrles marka 315 beygir
gücünde günlük 218 kilovat elektrik üretebilen bir dizel elektrik motoru satın alarak ve santral
binasına montajını yaptırdı.
Hem Aydınpınar hidroelektrik santralinden hem de dizel motordan elde edilen elektrik Düzce şehir
merkezinde ki abonelere verilirken, merkezde abone olmayanlar ile köylerde yaşayanlar ise gaz
lambaları ile geceleri aydınlatmayı sağlıyorlardı. Gaz yağının tedarikini Düzce Belediyesi yapar ve
belirlenen bir rayice göre de teneke veya bidonlar içinde almak isteyenlere de belediye tarafından
satılırdı. Bu rayiç bedeli Ticaret Vekâleti belirler ve bu bedel de ilçeden ilçeye dahi farklılık
gösterebilirdi. Gazyağındaki fiyat farklılıklarının nedeni, her şehrin ihtiyaç duyduğu gazyağının,
İstanbul, İzmir ve İskenderun depolarına olan uzaklığa göre fiyatı belirlenmekteydi. Bazı olağanüstü
sebepler yüzünden diğer depodan sevkiyat yapılması icap ederse dahi mahalli ortalama satış fiyatları
değişmemekteydi. 1956 yılında Düzce'de gazyağı sıkıntısı yaşandı. Yaklaşık üç ay Düzce'ye gazyağı

gelmemesinden ötürü belediyenin stoklarında bulunan gazyağı bitmeye yüz tuttu. İstanbul'dan
tedarik edilen bol miktarda gazyağının, gelmesiyle evini gazyağıyla aydınlatan vatandaşların
mağduriyeti giderildi. Gaz alacakların çok fazla olması dolayısıyla bir hadisenin çıkmaması için
gazhane önünde bir polis memuru halka nezaret etti. Düzce'ye gazyağının bol miktarda gelmesi
vatandaşları çok memnun etmişti. Düzce’de elektrik problemi 16 Ocak 1957'de Çatalağzı Termik
Santrali'nden Düzce'ye elektrik verilmesi ile büyük ölçüde son buldu. Düzce'nin enerji açığı kapatılmış
oldu. Değerli okurlar bize ayrılan sütunu yine doldurduk. Haftaya yeni bir yazıda buluşmak dileğiyle….

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri