15 Ocak 2023 - Pazar

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (III) Kuşçubaşı Eşref Bey’in Bölgedeki

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (III) Kuşçubaşı Eşref Bey’in Bölgedeki Faaliyetleri ve Düzce Ayaklanmasının Başlaması

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 8 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Değerli 81Düzce Haber okuyucuları, sizler için Milli Mücadele döneminin
başlamasından bitişine kadar ki süreçte Düzce’yi ele aldığımız yazı dizisinin üçüncüsü ile
karşınızdayız. Geçen haftaki yazımızda Milli Mücadele döneminde çıkan ayaklanmaların
genel ve özel nedenlerini ele almış ve 1. ve 2. Düzce ayaklanmalarının çıkış sebepleri
üzerinde durmuştuk. Bu haftaki yazımızda da Kuşçubaşı Eşref’in bölgedeki faaliyetleri ve 1.
Düzce ayaklanmısının başlamasını ele alacağız.
Adapazarı’nda da Kuvay-ı Milliye ve Müdafaa-i Hukuk teşkilatları kurulmuş ve
bölgeye Kuşçubaşı Eşref, Kuvay-ı Milliye komutanı olarak gönderilmiştir. Eşref Bey
jandarma yüzbaşısı, İttihatçıların milis kuvvetler yarbayı ve Teşkilat-ı Mahsusa başkanlığı
yapmıştır. Çerkesler'in Ubıh boyundandır. Kendisinin, Adapazarı’nda Kuvay-ı Milliye’yi
teşkilatlandırmak için uyguladığı bazı yöntemler halk arasında tepkiye neden olmuştur.
Kuvay-ı Milliye’nin ihtiyaçlarının karşılanması için halktan zorla vergi toplayan Kuşcubaşı
Eşref Bey, Adapazarı’nın zengin ailelerinden de yüksek meblağlarda para istemiştir. Kuvay-ı
Milliye yanlısı olmasına rağmen Kuşçubaşı Eşref’e muhalif olan Kanbolat Sait Bey’in aleyhte
söylemleri bölgede gerginliği arttırmıştır. Kanbolat Sait Bey Adapazarı’ndaki Milli Mücadele
temsilcilerinden Eşref Bey’i bölgede istemediklerini, onun Milli Mücadele adına bölgede
soygun yapacağını, gerekirse teşkilatı kendilerinin kurabileceğini Milli Mücadele
temsilcilerine bildirmiştir. Bunun üzerine Eşref Bey, Kanbolat Sait Bey ile görüşmek istemiş
fakat bu teklif geri çevrilmiştir. Şehri terk etmek istemeyen Eşref Bey şehir hapishanesindeki
mahkûmları salıvererek kendi yandaşlarını güçlendirmeye çalışmıştır. Bu durum, Kanbolat
Sait Bey’in de adamlarını toplayarak harekete geçmesine sebep olmuştur. Sait Bey etrafına
topladığı adamları ile Adapazarı üzerine harekete geçmiş ve şehrin ileri gelenleri de bu
harekete katılmışlardır. Eşref Bey ve adamlarının etrafı sarılınca bu durumdan kurtulmasının
mümkün olmadığını anlayan Eşref Bey, kaymakama başvurarak kuşatmanın kaldırılmasını
sağlamış ve şehri terk etmiştir. Bu sırada Damat Ferit’in propagandalarının da etkisi ile Eşref
Bey’e yönelik bu hareket Kuvay-ı Milliye’ye karşı bir tutuma ve harekete dönüşmüştür. Bu

süreçte Adapazarı’nda gittikçe çoğalan bir kalabalık toplanmaya başlamış ve söz konusu
ayaklanmacılar Hendek üzerine yürümüşlerdir. Ayaklanmacılar Hendek-Adapazarı arasındaki
Çatalköprü denilen mevkideki köprüler ile Mudurnu Suyu üzerindeki köprüyü yıkmışlardır.
Ayaklanmacılar Hendek’e vardıklarında Kuşçubaşı Eşref’e karşı olan bu hareketin başına
Hendek Jandarma Komutanı Yüzbaşı Hüsnü Bey’i geçirmeyi istemişler fakat Hüsnü Bey bu
teklifi ayaklanmanın niteliğinin hükümete karşı bir isyan olduğunu belirterek reddetmiştir.
Çıkan karmaşada Hüsnü Bey ayaklanmacılardan birini yaralamış bunun üzerine
ayaklanmacılar geri çekilmiştir. Fakat Hüsnü Bey’in yanındaki jandarmalar kaçınca
ayaklanmacılar tekrar harekete geçerek Hüsnü Bey’i ele geçirmişlerdir.
Hüsnü Bey, ayaklanmacıların arasında ileri gelenlerinin araya girmesi ile canı
bağışlanmış ve bölgeden kaçırılmıştır. Söz konusu gelişmeler aynı gün, 9 Nisan’da, Bolu ve
Düzce kumandanı Mahmud Nedim Bey tarafından Ankara’ya bildirilmiştir. Bunun üzerine
bölgedeki Kuvay-ı Milliye egemenliğinin genel başarı için öneminin farkında olan Mustafa
Kemal o sırada Geyve’de 24.Tümen Komutanı Mahmud Bey’i bölgede asayişi sağlamakla
görevlendirilmiştir. Mahmud Bey, Adapazarı ve Hendek bölgesine nasihat etmek için
gönderdiği kimseler vasıtasıyla kısa bir sürede olsa sükûneti sağlamıştır. Bu olaydan üç dört
gün sonra Balıkesir yöresinde ortaya çıkan Ahmet Anzavur Ayaklanması ile aynı zamanda
Hendek ve Düzce yöresinde de hareketlenmeler görülür. Bu hareketlenmede Hürriyet ve İtilaf
Partisi’nin propagandalarının etkili olduğu görülmektedir. Nitekim İstanbul yönetimi,
Kocaeli Mutasarrıflığına bir Çerkes kökenli Ahmet Anzavur’u atamıştır. Böylece bölgede
yoğun olarak yerleşmiş olan Çerkeslerin Milli Mücadele’ye destek vermesini önleme ve
bölgede kendi adına kontrolü sağlama adına başarı sağlamayı ummaktadır. Aznavur bölgede
Milli Mücadele’nin İttihatçı olduğu yönünde propaganda yapmıştır. Anzavur’un bu
faaliyetleri üzerine Çerkes Ethem bölgedeki Çerkeslerin ikna edilmesi amacı ile Yusuf Bey’i
İzmit-Adapazarı-Düzce yöresine göndererek, yöre halkından Milli Mücadele’ye destek
vermelerini istemiş eğer destek verilmezse İstanbul Hükümeti tarafında hareket etmemeleri
tavsiyesinde bulunmuştur.
Damat Ferit Hükümeti Adapazarı ve Düzce yöresinde, içlerinde Talustan Bey’in de
bulunduğu, halkın ileri gelenlerinden ve saraya yakın olanları İstanbul’a davet etmiş ve bir
toplantı yapmıştır. Toplantıya Düzce’den katılan Hacı Kamil’e ve Hendek Kargalı köyünden
İsmail Pehlivan’a özel ilgi gösterilmiş ve kendilerinden ümitli olunduğu belirtilerek sadakat
yemini etmeleri istenmiştir.

Ahmet Anzavur Kuvay-ı Milliye aleyhine ikinci kez ayaklandığı sırada Bandırma
Çerkeslerinden Ahmet Anzak adında biri de Kocaeli, Adapazarı ve Bolu yöresine Kuvay-ı
Milliye aleyhine propaganda yapması için gönderilmiştir. Yanında iki İngiliz askeri ile
Düzce’ye İstanbul hükümetinden aldığı emirle gelen İzmitli Ahmet Bey Köprübaşı Köyü’ne
gelerek Sefer Bey, Hacı Kamil, Abdülvahhab Bey, Hacı Yusuf Bey, Kara Davut, Hafız
Hasan, Hoca Akif, Koç Bey, Maan Ali Bey ve Duk Mahmud Bey’in katıldığı bir toplantı
yaparak ayaklanmanın planlamasını yapmıştır. Söz konusu toplantıda Hacı Kamil Bey ve
Hacı Abdülvahhab’ın telkinleri ile Sefer Bey’in liderliği kabul edilmiştir. İstanbul’un da
bölgeye yönelik propagandaları neticesinde yörede Kuvay-ı Milliye aleyhine bir tutum
gelişmiş bu sırada Düzce’den Büyük Millet Meclisi’ne gitmek için seçilen Çırpanlı Nuri Bey
meclise katılmak için Bolu’ya oradan da Ankara’ya hareket etmiştir. Bu gelişmeler karşısında
Kuvay-ı Milliye’nin süvari kıtası kumandanı Yüzbaşı Avni Bey/Avni Baba, Müftü Mehmet
ve Sıtkı Beyler ile görüşerek yörede Manav köyleri halkından ayaklanmacıların karşısında bir
teşkilat kurmaya çalışmışsa da bu konuda başarılı olamamıştır. Süreçte ortaya çıkması
muhtemel olayların engellenmesi için Düzceli Çerkeslerden kurulu bir heyet 13 Nisan 1920
günü ayaklanmacıların toplandığı Köprübaşı Köyü’ne gönderilmiştir. Çerkes Rasih,
Mancarcızade Mustafa, Hacızade Hacı Hamdi, Hacı Halil ve Ağazade Hakkı Beylerden
oluşan nasihat heyeti silahlanmış Abaza ve Çerkesleri ikna edememiş ve aynı gün bu grup
Düzce merkezdeki asayiş müfrezesi karakoluna baskın düzenlemişlerdir. Böylece 1. Düzce
ayaklanması başlamıştır. Annesi de Berzeglerden olan binbaşı Mahmud Nedim Bey fazla
direnmeden ayaklanmacılara teslim olmuştur. Ayaklanmacılar Düzce’ye girdiğinde Müdafaa-
i Hukuk Cemiyeti kurucularından olan Otluoğlu Mehmet, Çakmanzade Ahmet, Belediye
Reisi Hüseyin Remzi Bey’in evlerini basıp mallarını gasp etmişlerdir. Bunun üzerine belediye
reisinin oğlu Zahit ayaklanmacılara yörede ilk kurşunu atan kişi olmuştur. Değerli 81Düzce
Haber okuyucuları bu hafta da bize ayrılan sütunun sonuna geldik. Haftaya yazımıza
kaldığımız yerden devam edeceğiz…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri