10 Aralık 2022 - Cumartesi

TÜRK HÂKİMİYETİNDEN ÖNCE DÜZCE

TÜRK HÂKİMİYETİNDEN ÖNCE DÜZCE

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 8 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Düzce İli, Klasik dönemlerde Bithynia adı verilen bölge içerisinde yer almaktadır. Bölgenin adı, Thrak
kökenli bir kavim olan ve bu bölgede yerleşmiş Bithynler'den gelmektedir. Bithynia'nın sınırı batıda
İstanbul'un Anadolu yakasından başlayarak doğuda Paphlagonia bölgesine ait Parthenius'a (Bartın)
yakınlarına kadar uzanmaktadır. Bithynia'yı doğu komşusu Paphlagonia'dan Filyos (Billaeus) Çayı
ayırmaktadır. Kuzeyinde Karadeniz, güneyinde Phrygia Epictetus, Galatia, güneybatısında da Mysia
bulunmakta ve Olympios (Uludağ) Dağı'nın etekleri Bithynia'nın güney sınırı olup, Bithynia'yı
Mysia'dan ayırmaktadır.
Bu bölgede ilk yaşayanların, Anadolu’nun ilk uluslaşmış halkları olarak kabul edilen Hattiler
(Khatti), Luvi ve Hurriler olduğu söylenebilir. Daha sonra Hititler M.Ö.2000’li yıllarda Anadolu’ya
geldiklerinde daha yüksek bir kültür seviyesine sahip Hattilerle karşılaşmış ve adı geçen kültürü
benimsediler. Antik Dönem tarihçilerinden Plinius ile coğrafyacı Strabon’a göre ise bölgenin ilk halkı
Bebriklerdir ve yaşadıkları bölgeye de Bebrikya denilmektedir. Bebrikler İzmit’i (Astakos)
hâkimiyetlerinin başkenti yaptıktan sonra Bolu havalisini Bithynlere bıraktıkları ve söz konusu
bölgenin en eski yerleşim yeri olarak kabul edilen Üskübü’nün (Prusias ad Hypium)’de Bebriklerce
kurulduğu, Friglerin de Bithynlerin devamı olduğu öne sürülmektedir. Bebriklerden başka
Marandynler, Koukonesler, Thynler ve Paphlagonlar, Bithynlerden önce Bolu ve havalisinin hâkim
toplulukları oldular.
Düzce merkez ilçesinin tarihi ile ilgili olarak Enver Konukçu, XIV. yüzyıldan öncesi dönemler
için kaynakların yetersizliğine değinirken Konuralp ilçesinin merkezden daha eski bir yerleşim yeri
olduğuna dikkati çekmektedir. Ayrıca Melen Çayı, Aksu, Mehdi Bey ve Efteni vadilerinde de arkeolojik
kalıntılar bulunduğunu belirtmektedir.
Melen ve Tabak Çayları yakınındaki bir tepe üzerinde kurulan Konuralp’in ilk bilinen adı
“Hypios” olmakla birlikte daha sonra “Kieros” adının kullanıldığını tespit edilebilmektedir. Hypios ve
Kieros’un tarihi ile ilgili olarak mevcut kaynaklar ve araştırmaların yetersiz olduğunu söylemek
mümkündür. Kieros Hellenler tarafından kurulan ve deniz ticaretindeki kolonilerinden biri olan
Heraklia’ya bağlıdır ve bu çerçevede siyasi/ticari ilişkiler geliştirmiştir. Bithynlerin M.Ö.I. binin
başlarında bölgeye gelmişler ve çeşitli güçlerin hâkimiyetinde yaşamışlardır. Bunlar sırasıyla Frigler
(M.Ö. 1200-660), Lidyalılar (M.Ö.660-546), Persler (M.Ö.546-333), Büyük İskender, Bithynia
(M.Ö.338-75), Roma (M.Ö.75-M.S.395) ve Bizans (395-1080) egemenliğidir.
Ari bir kavim olan Frigler Trakya dolaylarından Küçük Asya’ya geldiklerinde hâkimiyeti altına
aldıkları bölgeler arasında Bithynia da vardır. M.Ö.700’lü yıllarda Karadeniz’in kuzeyine yerleşmiş olan
Kimmerler, Frigler’in hâkimiyetine son vererek onları Sakarya’nın batısına kadar sürmüşler fakat
Lidyalılar’ın bölgede hâkimiyet kurmalarına engel olamamışlardır. Nitekim Lidyalılar Bithynia da içine
alan ve doğudaki sınırları Kızılırmak (Halys) Havzası’na kadar uzanan büyük bir siyasi hâkimiyet
kurmayı başardılar. Heredotos “Historiae”, adlı eserinde Lidya Kralı Kroisos’un Kızılırmak’ın (Halys)
batısında hâkimiyeti altına aldığı kavimlerin arasında Bithynleri de zikretmektedir. Yine aynı
dönemde İran’da güçlü bir hükümdar olan Keyhüsrev’in Anadolu’da hâkimiyet kurmaya çalıştığı
görülmektedir. Lidyalılar ile İran arasında yaşanan mücadele sonunda Lidya Krallığı son bularak tüm

Anadolu İskender’in Asya seferine kadar Perslerin hâkimiyetine girdi. İran 216 yıl boyunca Anadolu’yu
satrapları(valiler) aracılığı ile yönetti.
Pers hâkimiyetinde yaşayan Bithynler kendi şefleri aracılığı ile yönetiliyor ve bu şefler bağlı
bulundukları satraplığa yıllık vergi ödüyorlardı. Ayrıca bu bağlılık Yunanlıların Marmara ya da
Karadeniz’den gelen akınlarına karşı Bithynlerin korunmasında önemli bir araçtı. Anadolu coğrafi
konumu ve sahip olduğu koşullar nedeni ile Asya ve Avrupa arasında halkların bir geçiş ya da kesişme
noktası olmuştur. Bu yüzden tarih boyunca çeşitli medeniyetlerin mücadelesine sahne oldu. Bu
durum İran hâkimiyetinde Anadolu için de söz konusu olup Pers hâkimiyetinin giderek zayıflamasına
neden olmuş böylece Bithynilerin siyasi teşkilatlanma süreçleri hız kazanmıştır.
Bithynia bölgesi M.Ö.546-333 yılları arasında Pers hâkimiyetinde kalmış ve bununla birlikte çeşitli
mücadelelere sahne olmuştur. Anadolu’nun büyük çoğunluğu için aynı durumdan söz etmek
mümkündür. Pers hâkimiyetinin M.Ö.IV. yüzyılda giderek zayıflamaya başladığı dönem artık
Anadolu’da Hellen etkisi kendini hissettirmeye başladı. Pers hâkimiyetinin gevşekliğinden yararlanan
Yunanlılar Bithynia bölgesindeki halklar üzerinde kültürel açıdan etkili oldukları gibi dillerini de bir
kısmına kabul ettirmeyi başardılar. Özellikle Ege’de bulunan İonlar’ın bu bölgede etkili olduğu ve
Düzce havalisinin sahil kısmında koloniler kurduğu tespit edilebilmektedir. Hellen uygarlığı giderek
güçlendi ve bu güçle, M.Ö.336’da babasının ölümünden sonra Hellen tahtına geçen Büyük İskender,
İran yönetiminin zaaflarından da yararlanarak tüm Anadolu’ya hâkim oldu. İskender Anadolu’da etkili
olmaya başladığı dönemde Pontus Devleti’ne bağlı Heraklialılar (Ereğlililer) ile mücadele halindeydi.
Bu mücadelede Üskübü hâkimiyeti ile ilgilidir. Fakat İskender’in ölümü ile kurduğu krallık dağılmış ve
batı kültürü ile doğu kültürünün birleşmesinden oluşan Helenistik Çağ yaşanmaya başlamıştır.
Roma’nın bölgeye hâkim oluşuna kadar yaşanan süreçte siyasal açıdan bir istikrar olmamasına karşın
medeniyet açısından parlak bir devir yaşandı. Bu dönemde kurulan devletlere Hellenistik Devletler
denir ve Bithynia da söz konusu devletlerden birisidir.
İskender’in Anadolu’daki hâkimiyetinin sonlarına doğru Bithynlerin başında Bas vardır ve
İskender’in hâkimiyetine karşı mücadele etmektedir. Bas ölünce yerine oğlu Zipoetes (M.Ö.326-278)
geçmiştir. Bu dönemde Anadolu’da İskender’in generalleri arasında yaşanan mücadele Bithynia’nın
giderek güçlenmesini sağladı. İskender’in komutanlarına karşı giriştiği mücadeleleri kazanan Zipoetes
döneminde Bithynia Krallığı’nın temelleri atıldı ve Zipoetes kendi Bithynia kralı olarak ilan etti. Ancak
devletin kurucusu I. Nikomedes olarak kabul edilmektedir. Nikomedes İzmit Körfezi’nin bitiminde yer
alan Astakos şehrinin karşısına kendi adı ile anılan Nikomedia’yı kurarak ve devletinin başkenti yaptı.
Nikomedia’dan sonra Bithyn kralları sırasıyla Ziaelas (M.Ö.255-235), I.Prusias (M.Ö.238-183),
II. Prusias (M.Ö.183-149), II. Nikomedes Epiphanes (M.Ö.149-120), III. Nikomedes Eugergetes
(M.Ö.120-92) ve IV. Nikomedes Philopator (M.Ö.92-74)’dür.
I. Prusias döneminde Kieros imar edilmiş daha bayındır hale getirilmiş ve tahkim edilmiştir.
Ayrıca ismi de değiştirildi. Bithynia kralının adına izafeten “Prusias” ismini aldı. Fakat söz konusu
dönemde bu ismi taşıyan Bursa ve Gemlik’teki şehirlerden ayırt edebilmek için “Prusias pros Hypios”
yani “Melen kenarındaki Prusias” denildi. Şehir M.Ö.74 yılına kadar Bithynia hâkimiyetinde kalmış
fakat Bithynia’da yaşanan siyasi istikrarsızlık nedeni ile diğer Bithynia şehirleri gibi Pontus istilasından
kurtulamamıştır. Bithynia’nın son kralı olan IV. Nikomedes Philopator krallığının Roma’ya
bırakılmasını vasiyet etmiş ve Pontuslular’ın çekilmesinden sonra Bithynia Roma eyaleti haline
getirilmiştir.

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Ipx80 islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri casino