09 Ocak 2023 - Pazartesi

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (VI)

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (VI)

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 8 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Değerli 81Düzce Haber okuyucuları, geçen hafta kaldığımız yerden yazımıza devam
edelim. Demirci Mehmet Efe’nin zeybeklerinden oluşan 200 kişilik bir kuvvetle Mayıs ayı
başlarında Ankara’ya ulaşan Refet Bey bir süre dinlendikten sonra Nallıhan üzerinden
Mudurnu’ya gelerek burada Binbaşı Nazım, Yarbay Arif ve Binbaşı İbrahim emrindeki
kuvvetlerin sevk idaresini kendi uhdesinde toplamıştır. Kendisine Mudurnu’ya saldırması
muhtemel olan ayaklanmacılara karşı savunma yapması ve saldırıyı etkisiz hale getirdikten
sonra taarruza geçmesi emri verilmiştir.
Kuvay-ı Milliye güçleri Demirci Mehmet Efe ve Bursa’da faaliyet gösteren Çerkes
Ethem’in de desteğini alarak saldırıya geçmiştir. Mudurnu’da Kuvay-ı İnzibatiye güçleri ile
karşılaşan Kuvay-ı Milliyeciler yapılan mücadelede başarılı olmuşlardır. Bu gelişme
ayaklanmacıların lideri olan Sefer Bey’i harekete geçirmiştir. Ayrıca Sefer Bey, San Remo
Konferansı’nın ardından basına yansıyan haberler aracılığı ile Milli Mücadele’nin mahiyetini
anlamıştır. Eniştesi Çilimlili Mehmed Ağa’nın da yardımı ile Hüsrev Bey, Dr. Fuad ve Osman
Beyler ile görüşmüştür. Milli Mücadele’ye katılmak amacıyla bu kişilerle birlikte Abant
Cephesi’ne giderek Bulanık Köyü’nde Milli Mücadele komutanı Refet Bey ile görüşmüştür.
Bu görüşme itibariyle Ankara Hükümeti ile bağlantıya geçilmiş ve Hilafet Ordusunun kayıtsız
şartsız silah bırakması şartı ile Sefer Bey ve Ankara arasında anlaşma sağlanmıştır. Bu sırada
20. Kolordu Kumandı Ali Fuad Paşa’dır ve ayaklanmalar için düşüncesi şöyledir: “Hendek ve
Düzce ayaklanmaları milli yönetime karşı başkaldırmaların en önemlisi olmuştur. Bunlar
geniş ölçüde hazırlanmış birtakım zincirleme gerici olaylardır. Başmabeyinci Yaver Paşa da
içinde olduğu halde sarayın adamları, İzmit ve Sapanca köylerinde, Hendek ve Düzce’de kitle
halinde yerleştirilmiş olan Çerkes ve göçmen unsurunu milliyetçiler aleyhine kısmen
kazanmış ve bunları silahlandırmışlardı. Bunlara Çerkes olmayan bazı köyler de
katılmışlardı. Saray bütün bu insanların bilgisizliğinden faydalanıyordu.”
Refet Bey’in ayaklanmacılar ile uzlaşma tutumuna bu arada Ankara’dan gelen
cevapta savunma hattının ilerisine geçilmemesi konusunda uyarı yapılmış ve durumu
aydınlatacak ayrıntılı bilgi istenmiştir. Ayaklanmacılar ile yapılan görüşmelerle ilgili olarak
Refet Bey görüşmenin ertesi günü, 24 Mayıs 1920’de, ayaklanmaların ortaya çıktığı
bölgelerde şiddetli cezalar uygulanmayacağı, ayaklanmacıların daha önceden eline geçirdiği
top, tüfek, cephane ve esirleri iade edecekleri, İstanbul ile ilişiği kesip milli meclisi
tanıyacakları ve milli harekete dâhil olup düşmana karşı ortak mücadele edecekleri hususunda
anlaşmaya varıldığını ve buna göre ayaklanmacıların dağılacağını yine de kendisinin harekete
geçeceğini ve eğer dağılmamış iseler ayaklanmacılara savaşacağını belirtmektedir.
Mustafa Kemal’e göre ayaklanmacılar anlaşma niyetinde değil sadece zaman
kazanmak için hile yapmaktaydılar. Zaman kazanarak İstanbul’dan ya da İtilaf
Devletleri’nden gelecek yardımı beklemek amacı taşıyorlardı. Bundan dolayı hemen

saldırarak ayaklanma bastırılmalı ve silahla bölgeye hâkim olarak Milli Mücadele’nin gücü
gösterilmelidir. Mustafa Kemal’in emri ile harekete geçen 24 Mayıs 1920’de Refet Bey önce
Bolu yönünde hareket ederek Bolu’yu kontrol altına aldı fakat Bolu’daki asilerin bir kısmı
Düzce’ye kaçmışlardır. Bu esnada, 26 Mayıs’ta Düzce’ye giren Çerkes Ethem kendisini
misafir gibi karşılamak isteyen Bolu Heyetini hemen tutuklatmıştır. Ethem’in aniden
Düzce’ye girmesi ayaklanmacıları şaşırtmış Akçakoca üzerinden kaçmaya çalışanlar dahi
ondan kurtulamamıştır.
Ali Fuat Paşa’nın emri ile hareket eden Çerkes Ethem Adapazarı’nı ele geçirmişti.
Ayaklanmalarda önemli bir lider olarak görülen Ahmet Anzavur da yaralanarak İstanbul’a
kaçmıştı. Bu gelişmeyi takip eden Sefer ve Abdülvahhab Beyler Ankara’ya bir telgraf çekerek
Refet Bey ile anlaşma sağlandığını, Ethem’in Düzce’ye gelmesine gerek olmadığını
bildirseler de telgraf memuru marifetiyle bu olaydan haberdar olan Ethem yanıltılmak
istenildiği düşüncesiyle kuvvetlerini hızla Düzce’ye yönlendirmiştir. Ayrıca Ethem bazı
kuvvetlerini Akçaşehir'e göndererek ayaklanmacıların İstanbul’a kaçma ihtimallerine karşı da
önlem almıştır. Düzce’ye giren Ethem kendisine karşı direnen de olmayınca kaymakamlık
binasına girerek şehre hâkim olmuştur. Sefer Bey, Koç Bey ve Abdülvahhab Bey buraya
davet olunmuş ve tutuklanmışlardır. Daha sonrasında da idama mahkûm edilmişlerdir.
Refet Bey 27 Mayıs’ta Düzce’ye geldiğinde Çerkes Ethem bölgede hâkimiyeti
sağlamış ve Refet Bey sadece bir gün Düzce’de kalarak Bolu’ya dönmüştür. Bu sırada
Düzce’den Gerede’ye kaçan iki yüz kadar isyancının yeni kışkırtma ve ayaklanmalara
meydan vermemesi için Gerede’ye doğru harekete geçmiş ve 31 Mayıs’ta Gerede’yi
ayaklanmacılardan temizlemiştir. Sefer Bey’in de adının geçtiği uzun bir idam listesi
hazırlayan Çerkes Ethem listenin onaylanması için Ankara Hükümeti ile irtibata geçmiştir.
Aynı gün Mudurnu’dan hareket eden Refet Bey Bolu’ya hâkim olmuştur. Bolu’da yönetim
Binbaşı Nazım Bey’e bırakılmış ve İstiklal Mahkemeleri kurularak hıyanet-i Vataniye
Kanunu kapsamında ayaklanmacılar cezalandırılmıştır. Ethem Düzce’de sükûneti sağladıktan
birkaç gün sonra Akyazı üzerinden Adapazarı’na dönmüş ve 30 Mayıs 1920’de I. Düzce
Ayaklanması böylece son bulmuştur.
Çerkes Ethem Düzce isyanına katılan bazı kişileri Birinci Kuvay-ı Seyyare Birliğine
kabul etmiştir. Çerkes Ethem Düzce ayaklanmasını bastırır bastırmaz Düzce’den kendine
katılan Çerkeslerle birlikte Yozgat ayaklanmasını bastırmak amacı ile harekete geçmiştir.
Ayaklanmanın bastırılmasının ardından Ethem’in emrindeki bazı kişiler Yozgat ve yöresinde
yağma hareketinde bulununca Ethem bazılarını astırmıştır. Asılanlar arasında Düzce’den
gelen Çerkesler de bulunmaktadır. Bu durum Ethem ile Düzceli Çerkeslerin arasının
açılmasına ve bir bölümünün Düzce’ye kaçmasına neden olmuştur. Bolu mutasarrıfı Halil
Bey’e 17 Temmuz 1920’de Kızılcahamam Kaymakamlığından gelen bir telgrafta Ethem
Bey’in kuvvetlerinden firar eden kırk kadar Düzceli’nin Çubukabad’dan Yabanabad’a doğru
gittikleri ve geçtikleri yerlerde köylere baskın yaptıklarını haber veriyor ve ikisinin
yakalandığını diğerlerinin Dörtdivan tarafına geçtiğinden bahsediliyordu. Bunun üzerine
Düzce ve Mudurnu kaymakamlıkları konu ile ilgili olarak bilgilendirilmiş ve Sığırkuyruk
tarafına gönderilen bir kuvvetle kaçaklar yakalanmaya çalışılmışsa da başarılı olunamamıştır.
18 Temmuz günü Düzce Kaymakamlığından Bolu Mutasarrıflığına gönderilen bir telgrafta

kaçakların yakalanamadığı fakat ailelerinin tutuklandığı bildirilmiştir. Halil Bey bu duruma
karşı çıkarak yapılan tutuklamaların yersiz olduğunu vurgulamıştır. Bu sırada Çerkes Ethem
Düzce Kaymakamı Abidin Bey’e göndermiş olduğu telgrafta birliğinden dört kişinin kaçtığını
ve Nüfren'e dönecekleri tahmin edilen bu kişilerin yakalanmasını istemiştir. Bunun üzerine
bölgeye Mülazım Fikri komutasında dokuz kişilik bir grup gönderilse de Efteni ve Nüfren
arasında meydana gelen çatışmada istenilen sonuca varılamadığı gibi yaralanan Mülazım
Fikri Kuvay-ı Milliye yanlısı Abaza Kamil Bey tarafından koruma altına alınarak
ayaklanmacıların elinden kurtulmuştur. Değerli 81Düzce Haber okuyucuları bu hafta da bize
ayrılan sütunun sonuna geldik. Haftaya yazımıza kaldığımız yerden devam edeceğiz…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Ipx80 islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri casino