11 Ocak 2023 - Çarşamba

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (V)

MİLLİ MÜCADELE DÖNEMİNDE DÜZCE (V)

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 7 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Değerli 81Düzce Haber okuyucuları, geçen hafta kaldığımız yerden yazımıza devam
edelim. İstanbul’un Anadolu’da yayınladığı fetvanın ayaklanmaların çıkmasında önemli rolü
olduğunu fark eden Ankara Hükümeti, Anadolu’daki müftü ve din adamlarından İstanbul’un
işgal altında olduğunu, halifenin serbest hareket edemediğini ve asıl halifenin kurtarılmasın
gerektiğini vurgulayan fetva almış ve İstanbul hükümetinin fetvasına karşı propaganda
yapmaya başlamıştır. Ayrıca Milli Mücadele’ye karşı çıkartılan ayaklanmalara gazeteler
aracılığı ile de propaganda yapmıştır. Bu bağlamda yörede Dertli Gazetesi’nden
bahsedilebilir. Dertli Gazetesi eşkıya olaylarının ve Ankara Hükümetine karşı ayaklanmaların
çıktığı günlerde Düzce’de ortaya çıkan isyanlarla ilgili olarak “Türklük Yaşayacaktır” adlı
imzasız makalede “…Yunanlılar dahi azim ve iman orduları kahraman milletimizi
mücahitlerimiz tarafından her yerde tepelenmeye başladılar. İngilizlerin bu ümitleri de boşa
çıktı. Şimdi son bir ümit olarak Düzce’nin maiyen ve madud şaki ve hırsızlarını elde ettiler.
Memleket millet haini olan ve kardeş düşmanı olan isyancılar İngiliz ve Yunanlılarla tevhidi
mesai etmek ırz ve namusu hetk etmek için silaha sarıldılar. Ve istilaya uğrayan kıymettar
topraklarımızı kardeşlerimizi kurtarmak için mücadelede bulunan kuvvetlerimizi arkadan
vurmak cinayetini irtikab ettiler….” Şeklinde bir yayın yapmıştır. Yine Dertli Gazetesinde 2
Eylül 1336 tarihli gazetede yayınlanan “Halâsımız Birlikte Kaimdir” başlıklı imzasız
makalede milli birlik ve beraberliğe vurgu yaparken Düzce’de ortaya çıkan ayaklanmalar ile
ilgili olarak da şöyle yazmaktadır; “….Müslümanlar: Düşmanlarımız ne vakit sıkışacak olur
ve bizleri yekdiğerine merbût ve sarsılmaz bir kitle halinde görür ise civarını örmek ve
sıkıştığı felaketten kurtulmak için derhal para ile sefahe ile içimizden elde ettikleri vatansız,
hain rezilleri içimize saldırtır. Din perdesi altında bizleri idlale ve birbirimizi boğdurmaya
kalkışırlar. İki ay evvel sevgili İzmirimizi kurtarmak için umumi bir hareket ihzar olduğunu ve
bunda muvaffak olacağımız takdir eden İngilizler ve Yunanlılar derhal Bolu-Düzce isyanını
izhar ettirdiler. İsyanı tedyip için cephelerden kuvvet tefrikine mecburiyet hasıl oldu mühim
bir miktarda kuvvet arayıp Bolu-Düzce üzerine gönderildiğini hisseden düşman bu defa başka
mahalden tecavüz ve taarruz etti…”
Ayaklanma haberleri duyulmaya başladığında 24. Tümen komutanı Yarbay
Mahmud Bey Geyve’de bulunuyordu ve Ankara hükümetince ayaklanmayı bastırmakla

görevlendirilmişti. 24.Tümen Kumandanı Mahmud Bey 25 Nisan 1920’de Geyve’den
Düzce’ye hareket etmiştir. Yanında 143. Alay’dan iki tabur, bir dağ bataryası ve bir süvari
takımından kurulu kuvvetleri ile Geyve’den hareket ederek Adapazarı’na varmıştır. Şehrin
İstanbul ile olan bağlantısını kesmiş ve ayaklanmacılara karşı da gerekli tedbirleri almıştır.
Adapazarı halkının Kuvay-ı Milliye’ye soğuk baktığını fark eden Mahmud Bey karargahını
emniyete alarak geceyi şehirde geçirmiştir. Sabah geçeceği yollarda halka dağıtmak için
Bolşevik olmadıklarını ve milli mücadelenin gerekçesini anlatan el ilanları hazırlatarak yola
çıkmıştır. Bu arada İstanbul’dan kaçan Binbaşı Bursalı Çolak İbrahim Kuvay-ı Milliye’ye
katılmak için Kandıra civarına gelmiş ve Kuşcubaşı Eşref ve Rauf Bey ile birleşmiştir.
Mahmud Bey Hendek’te ayaklanmacılarla karşılaşmıştır. Kendisi de Çerkes olduğu için
ayaklanmacılarla uzlaşabileceğini düşünmüş fakat tuzağa düşürülerek şehit edilmiştir.
İsyancılar tarafından yakalanan askerlere tecdit-i iman ve tecdit-i nikah yaptırılmış ve askerler
serbest bırakılmıştır. Bu gelişmeler karşısında 24. Tümene bağlı askerler dağılmışlardır.
Mahmud Bey’in dışında 25 Nisan’da Yarbay Arif Bey ayaklanmayı bastırmak ile
görevlendirilerek harekete geçmiştir. Ayaş’tan aldığı askeri destekle ilerleyen Arif Bey
Beypazarı ve Seben’deki direnişi kırarak Bolu’ya ulaşmıştır. Yoğun bombardımandan sonra,
2 Mayıs’ta, Bolu’ya giren Arif Bey Hıyanet-i Vataniye Kanununu ilan etmiş ve uygulamaya
başlamıştır. Kent halkına acımasız davranan Arif Bey, Kuvay-ı Milliye aleyhinde
olmayanların bile tepkisini çekmiştir. Bu durum ikinci ayaklanmanın ortaya çıkışında etkili
olacaktır. Nitekim bu tutumu fırsat bilen ayaklanmacılar 4 Mayıs’ta yeni bir saldırı
girişiminde bulunurlar. Daha önce ayaklanmaya dâhil olmayan köyler de bu girişime destek
verince Bolu tekrar ayaklanmacıların eline geçer ve Arif Bey Kızılcahamam’a çekilmek
zorunda kalır. Birkaç gün içerisinde kentin tamamını ele geçiren ayaklanmacılar 10 Mayıs’ta
bütün İttihatçıları tutuklamışlardır. Bu sırada İstanbul’dan Kuvay-ı İnzibatiye’nin kurulması
için de bir heyet kente gönderilmiştir. Bu sırada İstanbul hükümeti harekete geçerek Tırnovalı
Osman Kadri bey’i yeni mutasarrıf olarak tayin etmiştir. Hemen bir Kuvay-ı İnzibatiye ordusu
teşkilatlandırılır ve Osman Kadri Bey bir bildiri yayınlayarak Kuvay-ı Milliye’yi yasa ve
İslam dışı olarak ilan eder. İsyan dalgası kısa sürede hızlanarak Gerede, Mudurnu, Göynük ve
Akçakoca’ya da sıçramıştır. Kısa zamanda Bolu, Hendek, Adapazarı ve Safranbolu yöreleri
halkları “Müslümanlık” veya “padişah yanlısı” olduklarını göstermek amacı ile
ayaklananların tarafında yer almaya başlamışlardır.
Bölgede ayaklanmanın boyutları genişlerken Refet Bey’e, BMM.’nin ilk dönem
İzmir milletvekili, Düzce, Bolu, Gerede, Mudurnu, Hendek, Taraklı, Beypazarı ve

Nallıhan’dan ayaklanma haberleri gelmesi üzerine 24 Nisan 1920’de yanına küçük de olsa bir
kuvvet alarak Ankara’ya gelmesi bildirilmiştir. Demirci Efe’nin zeybeklerinden oluşan 200
kişilik bir kuvvetle Mayıs ayı başlarında Ankara’ya ulaşan Refet Bey bir süre dinlendikten
sonra Nallıhan üzerinden Mudurnu’ya gelerek buradaki Binbaşı Nazım, Yarbay Arif ve
Binbaşı İbrahim emrindeki kuvvetlerin sevk idaresini kendi uhdesinde toplamıştır. Kendisine
Mudurnu’ya saldırması muhtemel olan ayaklanmacılara karşı savunma yapması ve saldırıyı
etkisiz hale getirdikten sonra taarruza geçmesi emri verilmiştir. Refet Bey askeri hazırlıklarını
yaparken ayaklanmacılar ile görüşmeyi de tercih etmiştir. Ankara’ya bu konudaki
düşüncelerini bildirmiş olumlu ya da olumsuz bir yanıtı beklemeden ayaklanmacıların
görüşme talebi karşısında olumlu cevap vermiştir. Değerli 81Düzce Haber okuyucuları bu
hafta da bize ayrılan sütunun sonuna geldik. Haftaya yazımıza kaldığımız yerden devam
edeceğiz…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
Ipx80 islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri casino