26 Aralık 2022 - Pazartesi

Roma ve Bizans Dönemlerinde Düzce

Roma ve Bizans Dönemlerinde Düzce

Yazar - Doç. Dr. Fatih Özçelik
Okuma Süresi: 10 dk.
Doç. Dr. Fatih Özçelik

Doç. Dr. Fatih Özçelik

-
Google News

Bithynia’nın son kralı IV. Nikomedes’in vasiyeti ile Roma eyaleti olan Bithynia bölgesinde söz
konusu dönemden itibaren Hellen kültürünün yerini Latin kültürü almaya başladı. Latinleşmenin etkisi
öncelikle Bithynia şehirlerinde kendini gösterdi. Bu dönemde “Prusias Pros Hypios” ismi ile anılan ve
Hellen kültürünü yaşayan Üskübü/Konuralp, Latinleşme ile birlikte “Prusias ad Hypium” ismini aldı ve
resmi yazışmalarda bu isim kullanmaya başladı. Roma döneminde askeri güzergâh üzerinde bulunan
günümüz Düzce şehir merkezi, söz konusu dönemde Dusae Pros Olypum adı ile anılan küçük bir
yerleşim yeridir. Akçakoca’ya da daha önce Coucon’ların oturduğu ve şehre Diospolis, Diapolis ya da
Dia dendiği Grek kaynaklarından tespit edilebilmektedir.
Roma idari bir düzenleme ile M.Ö. 64 yılında Bithynia-Pontus Eyaleti’ni tesis etti. Düzce
havalisini de söz konusu eyalete bağlı bir bölge haline getirdi. Bithynia Roma döneminde İulius,
Cladius, Dört İmparatorlar, Flavius, Traianus, Hadrianus, Antonianus Severus, Asker İmparatorlar,
Birlikçiler, Doğu Monarşizmi, Constantinus Magnus ve Valentinianus sülalelerince yönetildi. Roma
döneminde 12 kabilenin yaşadığı Prusias ad Hypium’u Hadrianus (M.S. 117-138), Caracalla (M.S. 211-
217) ve Elagabalus (M.S. 218-222) olmak üzere üç Roma İmparatoru ziyaret etti ve bir süre kentte
zaman geçirdiler. Ayrıca İmparator Vespasianus döneminde (M.S. 69-79) Prusias ad Hypium kenti, ilk
defa sikke yani para basmaya da başlamıştır. Bu paralara Bithynia bölgesinde rastlanmaktadır. Paralar
Bithynium, Prusias ad Hypium, Heraklia Pontika ve Krateia’da yapılan kazılar sonucunda bulundu. Bu
da Roma dönemi boyunca Prusias ad Hypium’da ticari hayatın canlılığını göstermesi bakımından
önemlidir. Roma döneminden kalma birçok eser bugün şehrin içinde yaşamaya devam etmektedir.
Tabak Çayı üzerindeki 3 kemerli ve 10 metre boyundaki Roma Köprüsü, ilk çağa ait surlardan kalan
izler, halkın bugün “Kırkbasamak” dediği ve kazıları yapılan 3 kapılı tiyatro. Ayrıca Konuralp’teki
müzede bölgeye ait birçok tarihi eser sergilenmektedir. Prusias ad Hypium ile ilgili olarak Roma
dönemine ait ve şehrin sosyo-kültürel hayatı ile ilgili bilgi veren bir kitabeden beş yılda bir Augustus
ve Antoninus şenliklerinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Yine Septimius Severus adına dikilmiş bir kitabe
bulunmuştur. Bu kitabe Septimius Severus döneminde şehrin ona bağlılığını ifade etmeye yönelik
olup söz konusu dönemde Niger ile Severus arasında ortaya çıkan iç savaşta Prusias’ın Severus’a
destek verdiğini göstermektedir. Nitekim bu mücadelede özellikle Severus’un galibiyetinden sonra
bağlılığın ifadesi olarak birçok şehirde onun adına heykel, kitabe gibi eserlerin yaptırıldığı ve çeşitli
festivaller düzenlendiği dikkati çekmektedir.
Bithynia bölgesinde Diocletianus döneminde Hıristiyanlık yayılmaya başladı. Paganist
Roma’nın tüm baskısına rağmen Hıristiyanlık yayıldı ve Claudiapolis (Bolu), Heraclia (Karadeniz Ereğli)
ve Prusias ad Hypium (Üskübü/Konuralp) şehir merkezlerinde büyük kiliseler açıldı.
Roma Devleti’nin doğu ve batı olarak ikiye ayrılmasından kısa süre önce imparator I.
Theodosius bir idari değişiklik yaparak Paphlogonia ve Bithynia eyaletleri dâhilindeki bazı şehirleri
alarak oğlu Honorius’un adını verdiği eyaleti kurdu. Bu şehirler arasında Prusias ad Hypium da yer
almaktadır. I. Theodosius döneminin sonuna doğru Roma İmparatorluğu doğu ve batı olarak ikiye
ayrıdı. Merkezi Roma olan Batı Roma ve merkezi Nicomedia olan Doğu Roma(Bizans) olarak iki ayrı
imparatorluk ortaya çıktı. Bu dönemden itibaren Düzce ve havalisi Doğu Roma
İmparatorluğu(Bizans)’na bağlı bir yer oldu.
Tarihte kurulmuş en büyük devletlerden biri olarak kabul edilen Roma 395’te Büyük
Theodosius’un ölümünden sonra batı ve doğu olarak ikiye ayrıldı. Dolayısıyla Düzce ve havalisi Doğu

Roma(Bizans) sınırları içerisinde yer aldı. I.Theodosius’tan sonra Arcadius (395-408), II. Theodosius
(408-450), Marcianus (450-474), I.Leon (457-474), Zenon (474-475), Basiliscus (475-476), I.Anastosius
(491-518) dönemlerinde Prusias ad Hypium yine Bithynia olarak anılan bölgededir ve idari olarak
Claudiopolis (Bolu) merkezine bağlıdır.
Prusias ad Hypium hakkında I. Iustinianus (527-565) dönemi ile ilgili yeterince bilgimiz yok.
Ancak bu dönem ile ilgili Düzce ve havalisinde bahar aylarında meydana gelen taşkınların etkili
olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim Sakarya Nehri üzerinde bugün ki Beş Köprü mevkiine
yapılan köprü Prusias ad Hypium’dan Phrigia’ya uzanan yoldaki ulaşımı kolaylaştırmaya yönelikti.
Bahar aylarında meydana gelen su taşkınları Nikomedia gibi önemli bir merkezin doğu ile olan
bağlantısını, Prusias ad Hypium’dan gelen ve Nikomedia’yı Claudiapolis’e bağlayan ulaşım ağı,
engelliyordu. Bu durum, Prusias ad Hypium’un adı geçen dönemde önemli bir merkez olduğunu
göstermesi bakımından değerlendirilebilir.
Herakleios Hanedanı’nın Doğu Roma’da iş başına geçtiği dönemden itibaren giderek
Grekleşen bir yapı ortaya çıkar. Bu dönemde Prusias ad Hypium idari olarak Opsikion, Optimaton ve
Bukellarion Themalarına bağlı kaldı. VII. yüzyıl başlarına gelindiğinde Latin menşeli “Prusias ad
Hypium” isminin yerini daha önceki dönemde de olduğu gibi Grek menşeli “Prusias pros Hypios”
isminin aldığı görülür. Herakleios Hanedanı’ndan sonra Prusias pros Hypios sırasıyla Suriye (717-802),
Amorion (820-867), Makedonia (867-1056) ve Dukas (1059-1078) Hanedanlarının yönetiminde
kalmıştır. III. Leon Dönemi’ne gelindiğinde “tasvir kırıcılık hareketi” Doğu Roma İmparatorluğu’nda
yayılmaya başlamış ve dolayısıyla Prusias pros Hypios da bu akımın içinde yer alan merkezlerden biri
olur. Yine bu dönemde imparatorluğun her yerinde hissedilen Sasani korkusu şehirde hissedilirken
artık doğudan gelen başka bir tehlike dikkati çekmeye başlamıştır. “Sarasen” de denilen “Arap-İslam”
tehlikesi özellikle imparatorluk merkezine yapılan akınlar ile etkisini derinleştirir. Dukas Hanedanı
dönemine gelindiğinde artık Anadolu içlerine hatta Prusias pros Hypios’a kadar gelen akınlarla birlikte
“İranlı”, İran coğrafyası üzerinden gelen Türkler kastedilmektedir ve Türkler bu bölgede yayılmaya
başlamışlardır.
Dukas Hanedanı’nı Türkler karşısında temsil eden Romanos Diogenes 1071’de Malazgirt
Meydan Muharebesi’nde Selçuklu sultanı Alparslan karşısında yenildi. Bu olaydan sonra Bizans ve
Türkler arasında uzun bir dönem Anadolu hâkimiyeti konusunda mücadele yaşanacaktır. Söz konusu
dönemde Türkler Anadolu’nun batı uçlarına kadar ilerlemişler ve Romalıların yaşadığı yer olarak
andıkları topraklara Türklerin yaşadığı yer anlamına gelen “Türkiye” denilmesine sebep olacak
adımları atmaya başlamışlardır.
Türkler XI. yüzyılda Düzce ve havalisinde görülmeye başladılar. Prusias pros Hypios ile
doğusundaki Dadbyra(Safranbolu) ve kuzeyindeki Herakleia(Ereğli) arasında bulunan ormanlık
bölgelerde ve vadilerde Türklerin yaşamaya başladığı tespit edilmiştir. Prusias şehri stratejik bir nokta
olarak uğradığı akınlardan müstahkem mevkii sayesinde uzun bir süre kendini koruyabildi.
Komnenoslar Hanedanı döneminde imparatorluk Türk akınlarına karşı Sakarya’nın doğusunda
istihkâm mevkileri yapmaya çalıştı. Bu dönemde söz konusu mevkilerin doğusunda kalan Prusias pros
Hypios şehri Türk akınlarına karşı yalnız bırakılmış gibidir. Şehirde tespit edilebilen Roma dönemine
ait birçok antik kalıntı ve surlar söz konusu döneme aittir ve bu bağlamda tehlikeye karşı hazırlıklı
olunduğu söylenebilir.

Komnenoslar imparatorluk merkezindeki hâkimiyetlerini 1204’de yapılan Haçlı Seferi ile
Latinlere terk etmek zorunda kalınca Prusias pros Hypios ile imparatorluğun bağlantısı kesildi.
Nikeia’da (İznik) Laskaris Hanedanı güçlenerek Grek Bizans hâkimiyetini söz konusu bölgede tesis
edebildi. Bu hanedana mensup Theodor Laskaris Sangarios/Sakarya Nehri ve Hypios/Melen Çayı’nı
geçerek Komnenosları söz konusu bölgeden sürerek Prusias pros Hypios ve Heraklia Pontika’yı
egemenliği altına aldı. Prusias 1204-1222 yılları arasında Theodor Laskaris’e bağlı kaldı. Ancak bu
dönemde bölgeye komşu olan Claudiopolis/Bolu, Modrene(Mudurnu) ve Kabia(Geyve) gibi şehirlerde
Türklerin daha etkili olduğu görülmektedir.
Anadolu’da XIII. yüzyıl sonlarına doğru yeni bir tehlike ortaya çıkmıştır. Moğol tehlikesi ile
Anadolu’daki siyasi teşekküllerin yapısı bozulmaya başladı. İstikrarsız bu karmaşık dönemde halk zor
şartlarda yaşamaktadır. Bu dönemden itibaren Türk Beyliklerinin yavaş yavaş ortaya çıkmaya
başladığı görülür. Laskarisler Hanedanı’nın yerini ise Palaiologes Hanedanı aldı. Söz konusu dönemde
Düzce ve havalisi de Anadolu’da ortaya çıkan genel durumdan etkilenerek ekonomik krizle mücadele
ederken bir yandan da halk “tekfur” denilen yöneticilerin haksız uygulamaları ve baskılarına da maruz
kalmıştır. Değerli 81Düzce Haber okuyucuları bu hafta da bize ayrılan sütunların sonuna geldik.
Haftaya yeni bir yazıda buluşmak dileğiyle…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Tüm Yazıları
islami sohbet müzik indir dini sohbet sohbet turkce altyazili porno vaporesso deneme bonusu deneme bonusu veren siteler betvolegiris.co van escort deneme bonusu medyum en iyi bahis siteleri